Ayın Lafı – LEVENT

LEVENT

            Yanılmıyorsam DADD’ın bir kış söyleşisinde anlatmıştım “levent”i. O gün de söylediğim gibi, ismi Levent olan herkesten af dileyerek anlatacağım bunu. Denizcilik tarihimizin belirgin bir figürüdür “levent”. “Denizlerin aslanı, elinde palası ile güverteden güverteye uçup düşmana aman vermeyen bir yiğit deniz savaşçısı; deniz eri” gibi bir anlam kazanmış sözcük zamanla. “Kazanmış” diyorum zira başlangıçta sahip olduğu anlam bundan çok farklı. Leventler kusura bakmasınlar.

           

Donanmaya adam lazım olduğunda, ki bu XVI. yüzyıl sonu XVII. yüzyıl başı dolaylarındadır, emir öyle çıkar: “Levend toplayup geline!” Nereden toplanacak bu levend? Nerede bulunurlar ki? Bugünkü bakış açımıza göre kıyı kent ve kasabalarında olması gerektiği varsayılabilir ama hiç öyle değil. Levend, Anadolu’nun her yerindedir. Çünkü levend, Farsça “lavand”dır ve “başıboş, işsiz güçsüz, serseri” anlamına gelir! Zira savaşlarda “denizciler”, “gemiciler” büyük oranda azalmıştır, yeniçeriler başka cephelerde ya savaşmakta ya da Payitaht’ta isyan ve şehri talanla meşgul olmaktadır. Bu yüzden toprak sahibi olmayan, herhangi bir işle uğraşmayan, herhangi bir geliri de bulunmayan, tam anlamıyla işsiz güçsüz takımının toplanması adettir.

İşte şu an dilimizdeki “yiğit deniz savaşçısı” anlamına gelen leventin hayatımıza girdikten sonra izlediği güzergâh böyle. İsmi Levent olan tüm yiğitler affede.