GAZLI MI BEZ
GAZLI MI BEZ?
Dümencinin Rehberi (Yazan: Bo Streiffert) adlı kitabı DADD için Türkçeye çevirirken dikkatimi çekmişti. Bizim ecza dolaplarımızda her zaman bulunan demirbaşlardan biridir “gazlı bez”. Fakat çocukluğumdan beri merak ederim, bunun adı niye “gazlı bez” diye. Ortada bir bez var ve bu bez “gazlı”, öyle mi? İyi de bunu yaraya falan temas ettiriyoruz ve gaz denen şey, eğer kerosen vs. ise hem sağlığa zararlı hem de içindeki asit nedeniyle yaraya yarardan çok zarar veren bir şey değil mi? Kerosen değilse hangi gaz? Soy gaz mı, asal ya da doğalgaz mı? Neden bezde gaz var? Neyin gazı bu?
Bunlar, bilincimizin altına ittiğimiz sorular elbette, yana yakıla günlük hayatımızı etkiyecek şekilde düşünmeyiz böyle şeyleri. Çünkü zaten günlük hayatın getirdiği koşuşturmalar, telaşlar derken merak ettiğimiz şeyleri pek araştırmaya vakit ayıramıyoruzdur. Ama sanki biraz hımbıllık da yok değil tabii. Neyse, bu sefer hımbıllığı bir yana itip öğrenmiştim. Ortada gaz falan yokmuş dostlar. Nedense ismi Batı dillerinden almışız. İngilizce “gauze”, Fransızca ve Almanca “gaze”, hepsinin de okunuşu “gaz”. Ortadaki “a” hafifçe uzatılabilir. Anlamı ise “tülbent”! Sadece tülbent. Bizim bildiğimiz tülbendin yabancıcası bu “gaz”. Anlaşılan o ki, 19. yüzyıl sonu 20. yüzyıl başında Batı ile yaptığımız askerî işbirliği sırasında bizim “sıhhiyecilerin” tülbent veya bez dediğine Alman ve İngiliz sıhhiyeciler “gaz” deyip durmuşlar. Bizimkiler demiş bez, onlar demiş gaz. Sonunda olmuş bize gazlı bez. Ve aslında tülbent olan “gaz”, bizim de kafamızı zorlayıp durmuş “hangi gaz acaba bu?” diye. İşte, bir teknede bulundurulması gereken tıbbi malzemelerle ilgili çalışma yaparken rastladığım ve en nihayetinde doğrusunu öğrenmeyi başardığım gazlı bezin “gazsız” öyküsü. Eğer internette arama yaparken Türkçesini kullanmak isterseniz, “tülbent bezi” yazınız, o zaman sonuçlar geliyor. (Tayfun Timoçin)