BEREKETLİ BİR AY

BEREKETLİ BİR AY

            Her şeyden önce av yasaklarının kalkması ile yeniden lezzetli balıklara kavuştuğumuz, bağların bozulup üzümün en güzellerini tattığımız bu döneme biraz yakından bakalım.

Karadeniz hamsiyi bir ay daha bekleyecek ama kefal, kofana, tirsi, kolyoz ve uskumru için daha fazla beklemesine gerek yok, vaktidir. Bir de orkinos var. Kaldıysa, eylülde başlar.

 

Marmara’nın dil ve pisi balığı bu ay yenecek kıvamda. Yaz boyunca tepsilere konulan oltayla tutulmuş diller yavandı ama artık lezzetini bulmuş olmalılar. Karagöz, kefal, uskumru ve palamut bu ay lezzetlendiler iyice. Ama eylülün asıl büyük sürprizi, hiç kuşku yok ki lüferin gelişi. “Geleceğini biliyorsak nasıl sürpriz olur ki?” demeyin, artık lüferin varlığı bile sürprizleşmeye başladı. Tıpkı yine bu ay arz-ı endam eylemeye başlaması gereken hani balığı gibi. Palamutlar da tavadan ızgaraya dönmeye başlıyorlar yavaş yavaş.

Ege’de dil, Marmara’da olduğu gibi bu ay karşımıza çıkıyor. Kırlangıç da öyle. Bulabilene kılıç da çok lezzetli gelecektir eylülde çünkü tadına ulaşır artık kılıçlar. Güneyin gözdelerinden kupes de artık ele gelir eylülde. Makbul sayılmayan kefal, bu ay İzmir Karaburun’da bir başkadır, tavası mutlaka denenmeli.

Akdeniz, tuzu bol deniz olduğundan, balıkları daha kavruk sanılır, kimileri öyledir de ama iri avcı balıklarıyla şaheserler yaratır Akdeniz. Melanur örneğin, limonla çiğ hazırlandığında tadına doyulmaz. Sinarit, trança da Akdeniz’in sunduğu lezzetli balıklardandır. Ama Akdeniz’in kralı lahostur (çocukluğumun geçtiği Mersin sahilinde kimse lahos demezdi, o balığın adı orada lagostu) kuşkusuz ve ne büyük şans ki, yılın on iki ayı da boynu bükük bırakmaz sevenlerini. 

PEKİ YA HAVA?

Bu ayın “olası” fırtınalarına da şöyle bir bakalım:

7 Eylül Bıldırcın Geçimi, 13 Eylül Çaylak, 30 Eylül Turna Geçimi gibi göçmen kuşların güneye inişleri ile tarihlenmiş üç fırtınaya ek olarak, 25 Eylül’deki isimsiz fırtına ile 28 Eylül’deki Kestane Karası Fırtınası vardır. Kestanenin, sonbaharda çıkıp kışa doğru ağzımızı tatlandırması dışında, bu kestane karasına anlam yükleyebilecek bir şey pek yok.

Bu ay kayıtlı beş fırtına olmasına karşın eylül, meltemin gücünün kırılmaya başladığı, dolayısıyla daha sakin havaların egemen olduğu bir aydır. Fırtınadan ziyade, palpa liman havaları ile bilinir.

 

PREVEZE DENİZ ZAFERİ

Dünya denizcilik tarihinin gördüğü en büyük deniz zaferlerinden biri de eylüldedir. 27-28 Eylül 1538, Preveze Deniz Zaferi. Andrea Doria kumandası altındaki Venedik, İspanya, Papalık, Ceneviz ve Malta Şövalyeleri’ne ait donanmaların oluşturduğu toplam 302 gemilik filoya karşılık, Barbaros Hayreddin Paşa’nın kumandasındaki 122 parçalık bir donanma. Doria’nın kumandası altında 60 bin asker ve 2500 gürleyen topa karşılık, Barbaros’un elindeki 20 bin asker ve 160 top. Adriyatik’teki o müthiş savaş ve Osmanlı’nın kesin zaferi ile sonuçlanan bir taktik harikası. Hepsinin ruhları şâd olsun.

KURTULUŞ GÜNLERİ

Bu arada ülkemizin batısındaki illerimizin tamamının düşman işgalinden kurtuluş yıldönümleri eylüldedir. Elbette çok yakın zamanda denize ay-yıldız işlediğimiz Zafer Bayramımız olan 30 Ağustos’un ardından teker teker gelen kurtuluşların eylüle denk gelmesindendir bu. Yani, eylül, güler yüzlü bir ay, içimizde güzel duygular yaratan. Umarız öyle de geçer.

Yazan: Tayfun Timoçin