NİSANIN GETİRDİKLERİ

NİSANIN GETİRDİKLERİ

Nisan, kış döneminden yaz dönemine geçiş olduğu için genellikle kararsız havaların egemen olduğu, bu nedenle de sükûnetiyle nam salmış bir aydır. Arada güneyli fırtınaları esebilir ve bu fırtınalar, alçak basınç eseri olduğu için, gerçekten de Kuzey Afrika çöl sahalarından nemin içine hapsolmuş kum zerreciklerini üzerimize taşıyabilir. Tabii, Anadolu yaylasının soğuk duvarları ile çarpışan ve yoğuşarak üzerimize düşen bu nem, ne yazık ki aramızda çamur yağmuru dediğimiz, bol kumlu yağışları da oluşturabilir.

Genel anlamda ayın fırtınaları, bahar aylarının güzellikleri ile isimlendirilmiştir ve bir iki tane de isimsiz fırtınası vardır.

            8 -9 Nisan gibi, Kırlangıç Fırtınası’na ev sahipliği yapar bu ay. Elbette, bir anda hayatımızı şenlendiren güzeller güzeli kırlangıçlardan almıştır ismini. 11’inde, 21’inde ve 29’undaki üç günlük fırtınaların ismi yoktur. Bir de 16 Nisan’daki Kuğu Fırtınası vardır ki, o da göçmen kuşların görünmesi ile ilintili bir isimdir.

            Ama kuğu deyince hepimizin içini bir sıcaklık kaplar nedense. Ne güzel bir hayvandır kuğu! Çevresindeki gölde, ırmakta görenler varsa çok şansılar, zira artık genellikle hayvanat bahçelerinde kendileri ile tanışabiliyoruz. Estetik ve güzelliğin temsilcisidir kuğu asırlardır. Beyaz elbisesini giymiş bir balerindir suyun üzerinde. (Çaykovski’yi rahmetle anıyoruz.) Çok iri bir kuştur aslında ama, örneğin kendisiyle aynı boyuttaki bir köpekten, 4 kat daha hafiftir. O cüssesiyle rahat rahat uçabilsin diye, kamışa benzeyen kemiklerinin içine hava doldurmuştur Tabiat Ana çünkü. Tüyleri de çok kabarıktır. Yani o cüsseyle, bu kdar narin,

nazenin, zarif başka kaç güzel vardır doğada acaba? O güzel kanatlarıyla uçarken, kanatlarının arasından çok derin, ritmik ve “melodik” bir ses çıkarmış kuğunun, biliyor muydunuz? Bir-iki kilometre bile uzaktan duyulabiliyormuş bu ses ve “vaou, vaou, vaou” diye çıkıyormuş. Ne büyüleyici! Duymayı çok isterdim.

23 NİSAN COŞKUSU

            Bu ay içinde bizi bekleyen en önemli olay, kuşkusuz 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Ulu Önder Atatürk’ün ilke ve devrimlerine bağlılığımızı tazelemeye, belki Nutuk’u bir kez daha okumaya, hiç olmadı Gençliğe Hitabe’yi çocuklarımızdan bir kez daha dinlemeye ihtiyacımız var. Acaba bu 23 Nisan’da denizlerimiz cıvıl cıvıl olabilir mi? Korona salgını buna izin verir mi? Şu an pek olası görünmüyor ama herkesin bulunduğu yeri süslemesine, bayramın ve ulusal egemenliğin özlemiyle coşkuyu yaşamasına ve çocuklarına bu güzel günün anlamına anlatmasına engel değil hiçbir şey.