‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌  ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌  ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌  ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌  ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌  ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌  ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌  ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌  ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ 
                                                           
E-Bülten

DADDBülten

Kasım 2020, Sayı: 1

Fb Tw Inst Yt

Başkan'dan...

Zafer Türkmen

Değerli üyelerimiz,

Derneğimizin çalışmaları yoğun bir tempoda başarıyla ilerliyor.

Kurulalı henüz dört yıl bile olmadan, an itibariyle 978 üyemizin desteği ile pek çok etkinlik gerçekleştirdik. Her ne kadar dünyayı alt üst eden koronavirüs, 2020 ralli programlarımızı aksatmış olsa da, çalışmalarımızı tüm hızıyla sürdürüyoruz.


Başlangıçtaki yol haritamıza yeni hedefler ekledik.

Yol haritamız özetle şöyle:

  • Üye sayımızın artırılması,

  • Atölye ve eğitsel toplantılarımızın, kamusal şartlar elverdiğince devam etmesi,

  • Denizciler için uygun fiyatlı hizmet ve malzeme temini,

  • Amatör denizcileri marinalardan denizlere çıkmaya özendirmek ve ülkemiz kıyılarında seyir yapmalarına öncülük etmek,

  • Amatör denizcileri ilgilendiren birçok konuda devletle ortak çalışarak, kendimizi devlete tanıtmak/anlatmak, ilgili mevzuatın koşullara uygun şekilde yenilenmesini sağlamak,

  • Yerli tekne imalatı ile ucuza tekne sahibi olmalarını sağlamak,

  • Özel Tekne Barınağı yapmak

Bu aydan itibaren DADDbülten ile sizlere hem yaptıklarımız hakkında özet bilgi verecek, hem yararlı bilgiler içeren makaleler sunacak, hem de geleceğe yönelik programlarımızı bildireceğiz. Siz de, üyelerimizle paylaşılması gerektiğini düşündüğünüz anı veya bilgi içerikli yazılarınız varsa [email protected] adresine yollayabilirsiniz. Uygun bulunan yazılar, zenginliğimize zenginlik katacaktır.

Bizimle olduğunuz için mutluyuz, teşekkür ederiz.

Selamlar…

Zafer TÜRKMEN

HABERLER

DEPREMİN ZARARI BÜYÜK
30 Ekim 2020 Cuma günü Sisam Adası açıklarında meydana gelen 6,9 büyüklüğündeki deprem, Ege bölgesinde can ve mal kayıplarına yol açtı.

Denizin içinde olması nedeniyle gerçek anlamda tsunami yaratarak, çekilen ve yeniden yerine gelen sularla denizciler açısından da büyük zararlara yol açan depremde ne yazık ki can kayıpları da yaşandı.


Teos Marina’da oluşan zararı çoğumuz televizyonlardan izlerken, bir kısım dostumuz bizzat deneyimledi. Onlara yardım etmek için hızla hareket eden DADD’ın yönetim kurulundan dört üye, depremin ertesi günü Teos Marina’ya ulaştılar ve yapılan çalışmalara destek verdiler. Bölgede yardıma ihtiyaç duyan veya çalışmalara ortak olmak isteyen herkesin koordinasyonunu sağladılar. Ayrıca DADD’ın dayanışma örneği oluşturan bu çalışmasını tüm iletişim kanallarımızdan duyurarak daha geniş bir kitleye yayılmasını sağladık.


Hepimizi çok üzen can kayıpları için ülkemize başsağlığı, mal kayıpları için de vatandaşlarımıza, özellikle de göz önünde yaşanan çaresizliğine tanık olduğumuz bölge marinalarında tekneleri bağlı denizcilerimize geçmiş olsun dileklerimizi sunarız.

DADD


. . . . .

DAU İÇİN HUKUKSAL DESTEK

Bazı üyelerimizin Mudanya civarındaki Balıkçı Barınaklarında bağlı tekneleri, Eylül ayı içerisinde Bölge Sahil Güvenlik birimi tarafından denetlemeye tabi tutulmuştur. Teknelerde tespit edilen eksiklikler ile yapılması gereken işlerin tamamlanması için üyelerimize 1 ay süre verilmiş ve aksi durumda ilgili kanun maddeleri gereği ceza uygulanacağını belirten uyarı tutanağı kendilerine tebliğ edilmiştir.

Olayı öğrenen Yönetim Kurulumuz, derhal bir Hukuk Bürosu ile temasa geçmiş ve aldığı danışmanlık hizmeti sonuçlarını cezaya muhatap olmuş üyemizle paylaşmış ve verilen cezaya karşı dava açmaya karar vermesi halinde, Derneğimizin kendisine hukuki destek sağlayacağı konusundaki Yönetim Kurulu kararımızı bildirmiştir. Ne var ki, bu defa bölgesindeki SG Komutanlığı ile görüşen üyemiz, sorunun çözüldüğünü ve dava açmaya niyetli olmadığını tarafımıza bildirmiştir.

Değerli Üyemiz, sizi bilgilendirmek istediğimiz diğer bir konu ise;

Adı kısaca DAU olarak bilinen “Denizcilik Atıkları Uygulaması” hakkında 01.09.2020 tarihinde Resmî Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe giren genelgedir.

Başlangıçta her ne kadar, söz konusu genelgenin iptali amacıyla yasal süresi içinde Danıştay nezdinde dava açılmasının doğru yol olduğu düşünülmüşse de alınan Hukuki Danışmanlık Hizmeti içindeki görüşmelerimiz ve çalışmalarımız sonucunda Yönetim Kurulumuz bu aşamada dava açılmasını uygun görmemiştir.

Hepimizi yakından ilgilendiren atık konusu, bildiğiniz gibi Mavi Kart uygulaması ile başlamıştır. Uygulama, daha sonra çıkarılan genelgelerle getirilen farklı düzenlemelerle varlığını sürdürmeye devam etmektedir. Dolayısıyla, 2 Eylül tarihli genelgedeki sorunlu konuların, yetkili merciler ile temas edilerek iyileştirilmesi, düzenlenmesi için çalışmanın, Dernek Üyelerimizin haklarını korumak ve sorunlarını çözmek adına daha hızlı sonuç getirecek bir yol olduğu düşüncesindeyiz. Derneğimizce oluşturulan DAU Çalışma Grubumuz ve Yönetim Kurulumuz konuyu yakından takip etmektedir.

Uygulamanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra herhangi bir cezai tutanak ile karşılaşmış/karşılaşacak üyemiz olması halinde, Derneğimiz kendisine gerekli hukuki desteği sağlayacaktır. Dava açılması halinde Dernek olarak, cezaya muhatap üyemiz yanında ve bütün üyelerimiz adına davaya müdahil olmak amacıyla gerekli girişimlerde bulunulacaktır.


Bu arada eğer hangi kıyıda olursanız olun, atık alım tesislerini arıyorsanız, interaktif haritamız tam size göre.

İnteraktif Atık Alım Tesisleri haritası için tıklayınız.


MAKALE

KIŞA GİRERKEN UNUTTUĞUMUZ BİR ŞEY KALMASIN

ARMAYI KIŞA HAZIRLAMAK

Teknenin pek çok yerini kışa hazır hale getiriyoruz da acaba armamızı da bu hazırlığa dahil ediyor muyuz?  

Malum, önümüz kış. Her ne kadar mevsimlerin “normal” gidişatlarında bazı tökezlemelere yol açmış olsak da, kış yine kışlığını yapıyor olacak. Hatta, hiç beklemediğimiz anda küresel aşırılıklardan biri olan fazla soğuma ya da buzlanma ile karşılaşmamız bile mümkün. Elbette bu söylediklerimiz, mutedil kabul edilen güzel ülkemizin iklimi için “beklenmedik” şeyler ama en azından 2020’nin bizim için getirdiklerini de tahmin etmemiştik, hazırladıklarını tahmin etmemiz de zor. Bu nedenle, atasözünün hakkını verip gerekli hazırlıkları yapmak gerekli: Sen önünü kış tut, yaz çıkarsa bahtına…


UNUTULAN UNSURLARDAN BİRİ

Efendim, kış hazırlıklarını burada tekrarlayacak değiliz. Antifrizler, nem alıcılar vs. zaten uzun zamandır listeler halinde ülkemizde yayımlanıp duruyor, poster veya benzeri formatlarda marinalarda dağıtılıyor. Tekne sahipleri, kışa girerken minderlerini, döşemelerini, dolaplarını, ambarlarını, yakıt ve su tanklarını, atık su tesisatını vs. her şeyi elden geçirebiliyorlar da çoğunlukla arma gözden ve dikkatten kaçabiliyor. İşte bizim bu yazıda üzerinde durmak istediğimiz, istisnaların varlığını kabul etmekle birlikte genellikle unutulan armanın kışa hazırlanması. Gelin kısaca armanın kışa hazırlığına bakalım.


YELKENLERİ İNDİRİP SAKLAYIN

Tuzun, nemin vs.nin etkisi bir yana, yıl boyunca indirilmeyen yelkenlerin, tekne sahibinin bu işten anlamadığı izlenimi verdiğini unutmamak gerek. 12 ay boyunca indirilmemiş yelken, üzgünüz ama tekne sahibi hakkında olumsuz bir yargıya sebep olur. “Hiç mi temizlenmez, yıkanmaz, elden geçirilmez bir yelken?” diye düşünebilir işi bilenler. Ama tabii biz yelkenlerimizi “El alem ne der?” diye değil, gerçekten gerektiği için indireceğiz. Hem işe yaramasa bile pratik etmiş oluruz. İndirilmiş, temizlenip kurutulmuş, çantasına/kılıfına konmuş ve garaj gibi, evin/ofisin uygun bir yeri gibi kuru bir yerde sezona hazır bekletilmiş bir yelkenin ömrünün uzayacağını da söylemeye gerek yok.

MANDARLARI KALDIRIN

Direkte mandar bırakmamak en iyisi. Çünkü kışın soğuğu, nemi, neme hapsolan tuzu, soğuyarak donma ihtimali bulunan halat içindeki nem vs. derken mandar halatlarımızın yıpranması çok kolay. Bu nedenle onları çıkartmak en iyisi olacaktır. Bunun için birer kılavuz halat, ince ya da kullanımı kolay başka bir halat/ip kullanmak, mandara tutturmak, yavaşça mandarı indirmek ve yerinde kılavuz halatı döşemek yeterli olacaktır. Sadece makaradan kolaylıkla çıkmayacak kadar ince olmaması yeterli bu kılavuzun. Tabii kılavuzu döşedikten sonra, geçici halatımızın makaradan atlamasına/kaçmasına engel olmak için, çok fazla olmayan ama belirli dozdaki bir gerilimin olmasını da unutmamak gerekir. Bir de küçük ilave: Kılavuz halat veya mandar, hangisini bıraktıysak armada, rüzgârda direğe vurup ses çıkartmaması, komşularımızı rahatsız etmemesi için lastikli bir el yapımı sistemle, başka bir yere, çarmıhlara örneğin gerdirerek bırakmak son derece yararlı olacaktır.


TELLERİ BİR TIK GEVŞETİN

Direği ayakta tutan çarmıh ve ıstralyalar, sezonda bize en iyi performansı sunabilmek için trimlidirler. Kışa girerken, uzunca bir süre kullanılmayacaklarsa, ne o trime gereksinimimiz vardır ne de tellerdeki fazla gerilime. Bu nedenle mandarların yerine kılavuz halatlarımızı döşedikten sonra liftinlerimizi bir parça gevşetmek akıllıca olur. Tabii bu esnada yıpranmış kopilya ve pinlerimiz varsa bunları -eğer mümkünse- yenileyerek bırakmak da akıllıca olur. Ancak dikkat edilmesi gereken, hiçbir şeyin “laçka” olmamasıdır. Belirli bir gerilimin kalması, direğin sağlıklı bir şekilde bizi yeni sezonda beklemesini sağlar. Böylelikle sezona girerken armamızı istediğimiz gibi trim edebiliriz. Bu arada laf aramızda, sıklıkla unutulan bu işlem, kış boyu direk ve tellerin fazla zorlanması ve sezonda sert bir havada problem yaşanmasının ardından bile pek az kimsenin aklına gelir.

VİNÇLERİ ELDEN GEÇİRİN

Her ne kadar vinçlerin zaten yıllık bakıma tabi tutulmaları gerekse de, bu da ihmal edilenler listemizde yer alabiliyor. Kışa girmeden önce bu bakımı yapmakta yarar var. Vinçlerin zorlanmadan, akarcasına hareket ediyor olması tercih edilen bir şey. Elbette her zaman böyle olması istenir. Ama malum, kış aylarında neredeyse “hiç” hareket etmeyecek olan vinçlerin içinde olabilecek tuz, oksidasyon vs. gibi istenmeyen unsurlar, kıştan çıkarken daha fazla zorlanmalarına, hatta zarar görmelerine kadar varabilir. Bu nedenle şöyle bir bakım yapmanın veya yaptırmanın zararı yoktur, faydası çoktur.

Bütün bunları yaparken, eğer nasıl yapılacağını bilmiyorsak, yakınımızdaki bir bilene sormanın hiçbir sakıncası olmadığını, asıl büyük zararların çok biliyormuş gibi yapmaktan kaynaklandığını da küçük bir not olarak iletelim. Kalın sağlıcakla…

AYIN ŞİİRİ

Her ay içinde deniz olan bir şiir veya şarkı sözünü dostlarla paylaşacağız ki teknelerde veya dost toplantılarında sadece teknik konular ele alınmasın. Şiirsiz hayat biraz sıkıcı olabilir.


AYIN SEÇKİSİ

KUŞGEÇİMİ

Efendim, geleneksel fırtınalar takvimimizde ilginç isimler var. Yeri geldikçe sizlerle bu isimler hakkında ufak tefek paylaşımlarda bulunacağız. Kasım takviminde ismi olan tek fırtınamız var, o da 2 Kasım’daki Kuşgeçimi. Kasımda ismi olan başka fırtınamız olmaması normal çünkü zaten kasım pek fırtınalı bir ay değil. Genelde hep sakin olmuş. Kayıtlara böyle geçmiş. Bunda8n sonra değişirse yeni isimleri hep birlikte koyarız.  Peki neden “kuşgeçimi”? Aslında tahmin etmesi kolay. Göçmen kuşların Anadolu’yu terk etme zamanları zaten bir süredir başlamış oluyor kasıma kadar. İşte 2 Kasım’daki bu fırtına, kalan son göçmen kuşların da “Yeter artık, bize müsaade” diyerek sıcak diyarlara göç ettikleri zaman olarak hafızalara yer etmiş. Başka deyişle, bu tarihten sonraya pek kalmıyor göçmen kuşlar anlaşılan.

AYIN LAFI

KEŞİŞLEME

Kasım ayında Marmara’da şans eseri rastlanan rüzgârlardan olduğu için keşişlemeye değinmekte yarar var. Bu rüzgârın, yani keşişlemenin adı da Marmara’da konduğundan, poyraz ve lodos gibi ithal isimler de olmadığından, bizim için önemli. 13. yüzyıl sonu ve 14. yüzyıl başında Türklerin Anadolu’da denizle temas ettikleri iki yer var. Biri Çaka Bey marifetiyle İzmir dolayları, diğeri de beylikler vasıtasıyla Marmara denizi. Çaka Bey’in denizcilik ilmiyle ilgili çalışmaları -varsa tabii- hakkında hiçbir bilgimiz yok fakat Marmara’da, Karesi Beyliği denizciliği geçerli olduğundan, onlar, Keşiş Dağı tarafından esmekte olan rüzgâra, Keşiş Dağı adını vermişler. Sonuçta Karesi (Karası) Beyliği olduğu gibi aynı dili konuşan Osmanlılar tarafından ilhak edilince, bu isim hiç değişmeden günümüze kadar ulaşmış. Merak edenler için söyleyelim, Keşiş Dağı’nın isminin Uludağ olması da göreceli olarak çok yeni: 1925.

Cumhuriyet’e kadar bu dağa herkes Keşiş Dağı adını veriyordu. Derler ki Bursalılar, tepelerinde bir keşiş olmasından rahatsızmış. 1925 yılında, Erkanı Harbiye-i Umumiyenin (Genel Kurmay Başkanlığı) Coğrafya Encümeninde görevli Dr. Osman Şevki Bey, bir heyetle Keşiş Dağı’nın zirvesine çıkarlar. Bu seyahat sırasında tartışma alevlenir, keşiş mezarı, manastır vs. aranır, en azından görülmeye çalışılır ama görülmez ve neden Batılıların Olimp dedikleri dağa bizim Keşiş dediğimiz sorgulanır. Osman Şevki Bey, araştırır, okur, sonunda Genel Kurmay’a bir rapor iletir. Şöyle der raporunda:

Bütün dünya bu dağa Olemp der. Biz ise Keşişdağı diyoruz. Garbi Anadolu’nun en yüksek tepesine çıktım, etrafıma baktım, ne keşiş gördüm, ne derviş. Güzel Bursa bir keşişin siyah gölgesi altında mustariptir. Halk bu ismi sevmiyor, haklıdır, Olemp kelimesi de halkımızın diline uygun değildir. Biz buna dağın bünyesine uygun olan bir isim verelim ve Uludağ diyelim.

Uludağ'ın 2486 metre rakımlı Keşiş Tepesi.

Osman Şevki Uludağ

İsim hemen benimsenir, Mareşal Fevzi (Çakmak) imzasıyla tüm ülkeye gönderilir, Harita Dairesi bütün haritalarını buna göre değiştirir vs. Bu değişim, 1925-26 senelerinde meydana gelir. Dr. Osman Şevki Bey de, bir radyolog, tıp tarihçisi, besteci, milletvekili ve yazardır aslında; 1934’te Soyadı Kanunu çıkınca elbette bu soyadını alır: Uludağ.

BİLGİNİZİ SINAYIN 

Sizler için zamanın modasına uyarak çoktan seçmeli olarak hazırladığımız sorular, bilgilerimizi taze tutmayı, bildiklerimizi hatırlamayı veya yanlış hatırladıklarımızı onarmayı amaçlıyor. Yanıtlar, bir sonraki ayın bülteninde verilecek ama eminiz ki bir sonraki bülten çıkmadan çok önce siz zaten doğru yanıtları hatırlamış olacaksınız. Kolaylıklar dileriz.


1. Bir teknenin başka bir tekneye, bir rıhtıma veya iskeleye tamamen bordasını vererek yanaşmasına verdiğimiz ad hangisidir?

a. Bordalamak

b. Bocalamak

c. Aborda olmak

d. Avara olmak

e. Ya da olmamak


2. Mutur nedir?

a. Yakıt kullanarak teknenin yol almasını sağlayan mekanik aksam

b. Dırdır eden insanların çıkardıkları sesi taklit etmek için uydurulmuş bir sözcük

c. Salmanın saplamalarından birinin yerinden çıkması

d. Bir yunus türü

e. Çaparinin son iğnesi


3. Geleneksel fırtına takviminde en az kayıtlı fırtına hangi ayda bulunur?

a. Nisan

b. Eylül

c. Şubat

d. Kasım

e. Ocak


4. Vücut sıcaklığının 35° C’nin altına düşmesine verilen ad hangisidir?

a. Hipotermi

b. Egzotermi

c. Hipopotam

d. Hipotalamus

e. Endoplazmik retikulum


5. Kuzey yarımkürede alçak basınç merkezi etrafında havanın genel hareketine ilişkin aşağıdakilerden hangisi söylenir?

a. Hava, saat istikametinde döner

b. Hava saat istikametinin tersine döner

c. Hava dönmez

d. Hava biter

e. Hava kararır